Gökyüzü insanoğlunun varoluşundan bu yana daima ilgisini cezbetmiş ve süregelen zaman içerisinde ilkel gözlemlerden bugün çok daha ileri gözlemlere adım atmıştır. Araştırma alanlarından biri de Dünya dışındaki gezegenlerde yaşam formu araştırmaları olduğu kadar, yaşanabilir bir Dünya alternatifi gezegen keşifleridir. Şu an için yakın planda en çok ilgiyi Mars araştırmaları görmektedir. Başlangıçta Amerikan Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA), Rusya Federal Uzay Ajansı (ROSCOSMOS) ve Avrupa Uzay Ajansı (ESA)’nın gönderdiği uzay araçları ile devam eden Mars keşfi sürecine, son dönemde Hindistan Uzay Araştırma Kurumu (ISRO) da katılmıştır.
Günümüz teknolojisi ne kadar ileri olursa olsun, diğer tüm bilim alanlarındaki hızı ilerleme ne yazık ki uzay çalışmalarında bu denli hızlı ilerleyememektedir. Bunun başlıca sebeplerinin başında Dünya atmosferi dışındaki uzayın öngörülemeyen bir çok tehlikeleri de beraberinde barındırmasıdır.
Bu tehlikeler, gerek insanlı ve gerekse insansız uçuşlarda en büyük riski doğurmaktadır. Uzay havasının uç noktalardaki sıcaklık değerleri, vakum, kozmik ışınlar, meteorlar, yerçekimsizlik bunlar arasında ilk sayılabilecek tehlikelerdir. Ay’dan başka hiç bir gök cismine ulaşamamış insanoğlu için Mars, çok daha uzun süre üzerinde düşünülmesi, yorucu ve doğru matematiksel hesaplamalar ile ciddi anlamda bir maddi yatırım gerektirmektedir.
Bugün her ne kadar Mars gezegenine sondalar, uydular ve bilim laboratuvarları gönderilmişse de, insan faktörü işin içine girdiğinde mevcut tehlikeler yanında astronotların sağlıklı bir şekilde yaşamsal faaliyetlerini devam edebilmesi de ayrıca bir problem olarak ön plandadır. İşte bu nedenle sahip olunan uzay teknolojisine rağmen ilk insanlı uçuş günümüzden 7-10 yıl sonra yapılabilecektir. Elbette bu planlar uzay gezginlerinin Mars’a ulaşmasından önce ard arda gönderilecek olan su, gıda, malzeme roketlerinin başarılı ve sağlam bir şekilde kızıl gezegene iniş yapması ile mümkün olacaktır.
Yaşanan bu sorunların yanında milyon kilometrelerle ifade edilen uzaklıklarda haberleşme ise, ışık hızına yakın hareket eden radyo dalgalarına rağmen çözülmesi gereken ciddi problemlerden bir diğeridir.
Halen Mars yüzeyindeki uzay araçları Dünya ile haberleşebilmek için Mars yörüngesinde bulunan uyduları kullanmak zorundadırlar. Mars’ta yaşanan toz ve elektrik yüklü fırtınalar, Güneş patlamaları, Güneş’ten kaynaklı radyo gürültüsü gibi etkenler haberleşmeyi daha da zorlaştırmaktadır.
İnsanlı uçuşların gerçekleşmesi ile birlikte uzay araçlarının ya da gezegen yüzeyinde kurulacak olan üslerdeki sabit ve güçlü haberleşme sistemlerine ek olarak;
– Astronotların uzay elbiselerine dahil edilecek,
– Hafif, dayanıklı yapıda elektronik bileşene ve uzun ömürlü batarya sistemleri olan,
– Mars atmosferi altında her türlü meteorolojik şartta ve gece-gündüz uç noktalardaki ısı değerlerinde stabil ve kesintisiz olarak çalışabilecek,
– Merkezi genel haberleşme sistemi ağına dahil ancak astronotlar arası müstakil haberleşmeyi de destekleyebilecek apayrı bir haberleşme sistemine ihtiyaç duyulması kaçınılmazdır.
Mars atmosferinin zayıf koruyuculuğu, kum ve elektriksel fırtınalar, yüksek oranda demir oksit içeren aşındırıcı etkiye sahip kumun etkisi, derin vadilerdeki yerel veya uydu haberleşmesindeki ufki görüş kaybı riski açısından konuya bakıldığında şimdiye kadar bilinen standartların dışında bir haberleşme sistemi konseptinin geliştirilmesi önem arz etmektedir.
Mevcut uzay çalışmalarında uzak mesafelerdeki uzay araçları ile haberleşmede veya astronotların merkez üssü ya da uzay aracı ile olan haberleşmelerinde halihazırda radyo dalgaları kullanılmaktadır. Yeni ve hızlı iletişim teknolojileri geliştirilinceye değin uzun bir süre radyo haberleşmesi varlığını ve önemini korumaya devam edecektir.
Öğrencilerin Uzay Bilimlerine Katılımı
Teorik bir konuyu ne kadar uygulamalı anlatır ve gösterirseniz akılda kalıcılığı da o denli uzun süreli olacaktır. TAMSAT ve TAMSAT-Bilim, ülkemizde kendi alanında ilk okul kulübü olan YM7XKA – Amatör Telsiz ve Uzay Haberleşme Teknolojileri Kulübü’nün bilimsel çalışmalarını desteklemektedir.
Bu maksatla kendilerinin de aktif olarak katılacakları bir konsept geliştirilmiş ve öğrencilerin proaktif olarak katılabilecekleri çalışmanın ismi de Lokal Mars Projesi (LMP) olarak belirlenmiştir.
İlk bölümünü okumakta olduğunuz bu yazı dizisi aracılığı ile, yapılan tüm çalışmalar örnek olması açısından resim ve açıklamaları ile birlikte detaylı bir şekilde paylaşılacak olup, yazılımların kaynak kodları ve elektronik devre şemaları da açık olarak verilecektir.
Proje; radyo amatörleri (Giresun’da bulunan TAMSAT, GİTRAD, TCSWAT ve TRAC üyeleri) ve YM7XKA okul kulübü üyeleri ile birlikte geniş katılımlı bir çalışma ile tamamlanmıştır. Amerika’da bulunan TAMSAT üyelerinden Barbaros AŞUROĞLU ve Levent ŞAŞMAZEL (WW2L), Kayseri’den Murat KAYA (TA7AKA) ve İzmir’den Ögetay KAYALI da çalışmaya katılmışlardır. NASA/JPL‘den bilim adamı Umut YILDIZ da bilimsel konularda bu projeye destek vermektedir.