Menu

Piller – 102: İlk Mucitler

Piller serisine kaldığımız yerden devam ediyoruz. 1700’lerden günümüze pil gelişimi ve icatların arkasında kimlerin olduğuna bir bakalım.

Yakın tarihten başlayarak yapılan buluşlar çok daha eski tarihlere göre daha iyi belgelenmiştir ve bu sayede mucitler ve icatları daha bilinir olmuş ve yaptıkları katkıdan dolayı toplumda hakkettikleri değerler verilebilmiştir. 1700’lerden başlayarak günümüze kadar yaşamımızı etkileyen baktığımızda gözümüze en çok çarpanlar şöyledir;

Benjamin Franklin (1706-1790) Franklin fırınını, “bi-fokal” gözlükleri ve paratoneri icat etti. Thomas Edison ortaya çıkana kadar Amerikan tarihinde bir mucit olarak eşsizdi.

Kimi görüşlere göre Edison iyi bir iş adamıydı ve daha önce başkalarının yaptığı keşifleri değişikler yaparak kendine mal ettiği söylenir. Genel inanışın aksine ampulü Edison icat etmemiştir; 50 yıl öncesinden kalan bir kavram olan filamanlı ampulü vakumda daha iyi yanan küçük, karbonize bir filaman kullanarak geliştirmiştir. Bunun sonunda, kavramı ticari olarak uygulanabilir hale getirerek paraya çevirebilen fikri ilk üreten değil Edison oldu ve buna bağlı olarak ampul üzerinden ödüller kazandı.

Fonograf

Bugünkü kullanımı ile gramafon, Edison’a doğru veya yanlış olarak mal edilen başka bir buluştur. 1877’de tanıtılan silindir şeklindeki fonograf sesi hem kaydedip hem de çalabiliyordu. Edison bu buluşunun sonunda ofis ortamlarında daktilo ile yazılan evrakları ortadan kaldıracak bir ofis makinesi olacağını öngörüyordu. Ancak halk bu aletle müzik çalmak istedi. Ama böyle biri kullanım için gerekli olan, kayıt yapılan silindirden satış için birden fazla kopya yapmak, kayıt kopyasını üretebilmek için 10 ses algılayıcısına aynı anda şarkı söylemek ya da her kayıt için tekrar tekrar aynı parçayı söyleyebilecek bir müzisyen bulabilmek büyük bir sorun yarattı.

Seri üretime olanak sağlamak için silindirlerden disklere geçişi başlatan ise Emile Berliner‘di. Berliner elektrolizle kaplanmış çinko plakalar üzerinde ana kayıtları yaptı ve kopyalar üretmek için bunların negatif kalıplarını hazırladı ve böylece gramofon ve bugün plak olarak adlandırdığımız kavram doğdu. Berliner plakları 7 inç (177 mm) çapındaydı ve dakikada 60-70 turla dönüyordu. Bu plaklarda her yüze 2 dakikalık ses kayıdı yapılabiliniyordu.

1896 yılında Philadelphia’lı makinist Eldridge Johnson daha önce elle döndürülen gramofon tablasına kurma yay tahrikli motor ekledi. Burada kullanılan Berliner plaklarının da Edison silindirlerinden daha yüksek güçlü bir ses çıkarması sonucu gramofonun popülaritesi arttı. Berliner kurduğu sistemin patentlerini Johnson’a devretti ve “His Master’s Voice” Efendisinin Sesi olarak da bilinen “Victor Talking Machine Company” kuruldu.

İnsanlar o zamanın en meşhur tenoru Caruso gibi ünlü sanatçıların kayıtlı müziklerini “sahiplenmek” istediği için gramafon plakları bir anda peynir ekmek gibi satılan ticaret ürünü haline geldi. Bunun Edison’u ne kadar şaşırttığını ve canını sıktığını da göz ardı etmemek gerekir. (“Fonograf” kavramı ifade ederken “Gramofon” plakçalar için kullanılan ticari markadır.)

Thomas Edison, ABD’de en iyi hatırlanan mucit olabilir. Ama savunduğu DC elektrik şebekesi Tesla’nın AC elektrik şebekesinin, silindirik kayıt sistemi Berliner’in gramofon plağının, arabalar için savunduğu nikel-demir aküler kurşun-asit aküler karşısında piyasalarda tutunamadı. Bununla birlikte Edison zenginleşirken Tesla ise maddi olarak devamlı sıkıntı çekti.

Tesla’nın başlattığı şirketlerden hiçbiri hayatta kalmazken, Edison’un şirketleri 1892’de güçlü General Electric ile birleşti. Edison aynı zamanda Kodak’ın kurucusu George Eastman gibi endüstride tanınmış diğer insanlarla da yakın ilişkiler içinde idi. Bu da Edison’un ticaret tarafının mucitlik tarafından daha güçlü olduğunun kanıtıdır.

Ülkeler, haklı olsun ya da olmasın, genellikle kendi vatandaşlarına önemli icatlarda bulundukları savı ile öne çıkarırlar. Avrupa, ABD ve Japonya’daki teknoloji temalı müzeleri ziyaret ederseniz bunu daha iyi görebilirsiniz. Otomobili, röntgen cihazlarını, telefonları, radyo istasyonlarını, TV’yi ve bilgisayarları geliştirme işi, o zaman başka ülkelerdeki mucitlerin ulaştığı ilerlemeleri bilmeden paralel olarak yapılmış olabilir ve çoğunlukla kavramın asıl mucidi genellikle açıkça bilinmez veya tanımlanmaz.

Benzer belirsizlikler yeni batarya sistemlerinin icat ve gelişmesinde de görülür. Bu nedenle biz kişiler yerine araştırma ekipleri ve kurumları ile ön plana çıkarıyoruz. Tablo 1, batarya konusundaki ilerlemelerini özetler ve biliniyorsa mucidini listeler.

SeneMucitEtkinlik
1600William Gilbert (İngiltere)Elektrokimya biliminin kurulması
1745Ewald Georg von Kleist (Hollanda)Statik elektrik depolayan Leyden kavanozunun icadı.
1791Luigi Galvani (Italya)Canlıların adelelerinin elektrik ile yöneltildiğinin keşfi
1800Alessandro Volta (Italya)Galvanik hücrenin keşfi (Volta Pili, çinko, bakır diskler)
1802William Cruickshank (İngiltere)Seri üretilebilen ilk batarya
1820André-Marie Ampère (Fransa)Manyetik etki ile elektrik üretimi
1833Michael Faraday (İngiltere)Faraday Kanunları
1836John F. Daniell (İngiltere)Daniell hücresi
1839William Robert Grove (İngiltere)Yakıt hücresinin keşfi (H2/O2)
1859Gaston Planté (Fransa)Kurşun-asit akünün keşfi
1868Georges Leclanché (Fransa)Leclanché pilinin keşfi (karbon-çinko)
1881Camile Alphonse Faure (Fransa)Günümüz akülerinde kullanılan kurşun ızgara sisteminin keşfi
1899Waldemar Jungner (İsveç)Nickel-kadmiyum bataryanın keşfi
1901Thomas A. Edison (ABD)Nikel-demir bataryanın keşfi
1932Schlecht & Ackermann (Almanya)Sinterlenmiş kutup plakasının keşfi
1947Georg Neumann (Almanya)Nickel-Kadmiyum bataryanın ticari kalıplarda pil olarak üretimi
1949Lewis Urry, Eveready BatteryAlkalin-mangan bataryanın keşfi
1970sGurup çalışmasıValf-kontrollu kurşun-asit bataryanın geliştirilmesi
1990Gurup çalışmasıNikel-metal-hidrit bataryaların ticari olarak üretimi
1991Sony (Japan)Lityum-ion bataryaların ticari olarak üretimi
1994Bellcore (USA)Lityum-ion polimer bataryaların ticari olarak üretimi
1995Gurup çalışmasıLi-polimer pil hücrelerinin esnek keseler içinde ticari olarak üretimi
1995Duracell and IntelSMBus teknolojisinin endüstri standardı olarak kabul edilmesi
1996Moli Energy (Kanada)Mangan katodlu Li-ion bataryaların geliştirilmesi
1996University of Texas (ABD)Li-fosfat (LiFePO4) bileşiminin bulunması
2002University of Montreal, Quebec Hydro, MIT, ve başkalarıLi-fosfat ve nanoteknolojinin geliştirilmesi ve ticari metaya dönüştürülmesi
2002Gurup çalışmasıNanomateryallerin pillerde kullanılması için yapılan buluşlarının patentlere dönüştürülmesi

Tablo 1: Günümüz bataryalarının gelişim tarihi. 1996 yılında Li-fosfatın icadından bu yana piyasalara yeni bir pil sistemi girmedi. Ama 1990’dan 2002’ye kadar araştırmalarda ümit veren etkileyici ilerlemeler kaydedildi.

 

Beğen  
Yazar

N4MNS çağrı işaretli radyo amatörü ve Amatör Teknik yazarı.

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir